Ahmet Şerif  İzgörenin “Avucundaki Kelebek” adlı harika bir semineri var .Seminer yaklaşık 1 saat sürüyor fakat tadına doyum olmuyor. Canım sıkılınca açar yine seyrederim. Çok etkili ve içinde bolca hayat dersleri içeren bir konuşma. O konuşmadan kendime ders çıkardığım , aklımda kalan şeylerden birisi de “Hayatında koyduğun kurallar karar vermeni kolaylaştırır ve hayatı daha yaşanılabilir kılar.

(Avucundaki Kelebek Semineri için tıklayın >>  https://www.youtube.com/watch?v=sT0jzSqLOx0&t=195s )

Bu bilgi beynimde bir yerlerde dolaşırken , bundan tam 37 gün önce kuzenimle beraber bir iddiaya girdik ve bu iddianın da getirmiş olduğu bir karar aldık.

İddia şu şekilde ;

Taraflardan birisi rafine şeker içeren herhangi bir gıda ile beslenirse iddia’yı kaybeder. İkimizde rafine şekerin ne kadar sağlıksız olduğunun farkındaydık ve bir şekilde uyuşturucudan bile daha güçlü bağımlılık yapan bu maddeden bünyemizi uzak tutmak istiyorduk. Bunu nasıl yapabiliriz diye istişare ettik ve caydırıcılığı ortadan kaldırmak adına iddiayı kaybeden tarafa hiç sevmediği ve yiyemediği bir şeyi yeme cezası verdik. Kuzenim 1 bardak Meyan kökü suyu içecek, bende 1 tabak kereviz yemeği yiyeceğim. Bununla da yetinmedik ve iddianın süresini 3 ay gibi uzun bir süreye yaydık. Yani diyelim ki taraflardan birisi dayanamadı ve nutellaya daldırdı kafayı … O zaman cezayı çekecek fakat kurtulmak yok. İddia devam ediyor. 3 ay boyunca iddiayı ne kadar bozarsa o kadar ceza çekecek.

Şimdiye kadar ikimizde iddiayı bozmadık. Hatta bu duruma ikimiz de o kadar alıştık ki 3 ayın sonunda belki küçük bir waffle partisinden sonra devam ettirmeyi düşünüyoruz. Belki waffle partisi bile yapmaya gerek kalmaz çünkü bu periyotta ikimizde bünyemizin şeker isteğini nasıl bastırmamız gerektiğini öğrendik. Dahası doğal ürünlerden tatlı bile yapıp hep beraber yiyoruz. Şeker yerine bal veya pekmez kullanıyoruz.

Şimdi gelelim kuzenimle girdiğim bu iddianın Ahmet Şerif hocanın anlattıkları ile bağlantısına.

1-İkimizde oturup akılcıl bir şekilde şekerin zararlarını konuştuk ve ondan vazgeçmemiz gerektiğine inandık.

2-İstişare edip kuralı belirledik. Bir daha şeker yemeyeceğiz.

3-Kuralı bozan kişinin cezasının ne olacağına karar verdik ve bu sayede karardan caymanın önüne geçtik.

4-Sürekliliği sağlamak amacıyla bir kerelik iddia yerine zaman faktörünü belirledik.

5-İkimiz birbirimizin gözlemcisi olduk .

Yukarıdaki gibi sağlam bir karar verdikten sonra hayatımda çok fazla değişiklik oldu. Artık uymam gereken bir kural var ve bunun sorumluluğunu hissediyorum. Mesela yemeğe kaşığı sallamadan önce acaba bunda şeker var mıdır diye düşünüyorum, sonra yiyorum. İlk başlarda baya paranoya seviyesine gelmişti bu durum . Sanki hiçbir şey yiyemicem gibi geliyordu. Çünkü nelerde rafine şeker olduğu araştırdığınız zaman görüyorsunuz …. Herşeyde var !! :DD

Fakat aynı zamanda bana kolaylığı da çok oldu. Markete gittiğim zaman abur cubur raflarında gezinmekten vazgeçip , ne almam gerekiyorsa alıp çıkıyorum. Çünkü biliyorum ki artık onların hiçbirini alamam. Çünkü hayatımda artık bir kural vardı. Karar mekanizmamı kolaylaştırdı. Şunu mu alayım bunu mu alayım diye düşünmüyorum artık. Şeker yoksa al işte 😀 Zaten sayılı ürünler yani … bir kaçtane falan ürün var şekersiz 😀 Şirketin yemekhanesinde bile tatlı bölümünü direk geçiyorum hiç yüzlerine bile bakmadan.

Yani demem o ki bu kadar basit bir şekilde aldığım kararın hayatıma olumlu yönden çok fazla etkisi oldu. Bu arada kuzenimle bu kararı bir tatlıcıda aldık 😀 ve neredeyse 30 dakikada yukarıda bahsettiğim 5 maddeye karar verdik. Evet bu kararla beynimi daha az meşgul ediyorum ve bu da bana acaba ne yiyeyim sorusunu düşünmek yerine bugün bloğumda hangi konuyu ele almalıyımı yada iş yerindeki daha önemli konulara vakit ayırmamı sağlıyor. Herkese tavsiye ediyorum .

Burdan kuzenime sevgiler 😉